Yolun sonu mu?.. 05.10.2011
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Kıbrıs Türk toplumu adına müzakereleri yürüten Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu, bugüne kadar hangi konularda uzlaşmaya varıldığını, nerelerde sıkıntı yaşandığını KIBRIS TV’de açıkladı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Uzlaşmaya varılan tek konu ‘ekonomi’ başlığı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ekonomi başlığının kapsamında nelerin olduğunu artık biliyoruz...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Merkez Bankası ve Kamu Hizmeti Komisyonu başkanlıklarının ‘dönüşümlü’ olması, Kıbrıs Türk tarafı açısından büyük bir başarıdır...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bugüne dek ‘kendi devletçiğinde’ bir merkez bankası başkanı atayamayan Kıbrıslı Türklerin, olası federal devlette Merkez Bankası Başkanı’na sahip olabilmesi gurur vericidir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Önemli olan o makama getirilebilecek düzeyde eğitilmiş, dünya görgüsüne sahip birinin bulunabilmesidir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> KKTC’yi yönetenlerin şimdiden ‘arayışlara başlaması’ gerekir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kuşkusuz; bunlar kapsamlı bir anlaşma sonrasında yürürlüğe girecek...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Peki kapsamlı bir anlaşma olabilecek mi?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ‘Rum tavrının değişmemesi halinde’ böylesi bir olasılık görmüyor...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Özellikle mülkiyet konusunda çok ciddi görüş ayrılıklarının olduğunu söylüyor...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ekim ayı sonunda New York’un ‘Long Island’ adlı adasında gerçekleşecek iki günlük toplantı sırasında görüş ayrılıkları ortadan kalkabilir mi?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Çok zor!..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Yani bu adanın ‘sihirli bir tarafı’ yok mudur?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Aslında adanın bilinmesi gereken pek çok özellikleri vardır... </span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Long Island, New York'un güneydoğusunda, Atlas Okyanusu'nda yer alan bir adadır...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> New York'un en önemli iki havaalanı, ‘John F. Kennedy’ ile ‘LaGuardia’ bu ada üzerindedir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Dünyanın en gözde 17 adasından biridir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Yüzölçümü 3 bin 269 kilometre kare olan bu ada üzerinde yaklaşık 7 milyon 500 bin kişi yaşıyor...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bir yanda nükleer enerji, diğer yanda tarımsal faaliyetler ve balıkçlık adanın ekonomik özelliklerini oluşturuyor...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Gelelim can alıcı soruya...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, iki lideri uzlaştırmak için neden bu adayı seçti?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Nedenlerden bir tanesi, ada üzerinde değişik etnik grupların yaşamasıdır...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bir diğer özelliği de şarapları...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Belki ‘beyinlerin barış yönünde’ çalışmasına katkı sağlar diye...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Adamlar yol göstermeye çalışıyor...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Yüzölçümü 3 bin 269 kilometre kare olan Long Island üzerinde 7.5 milyon kişi yaşayabiliyorsa...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Yüzölçümü 9 bin 251 kilometre kare olan bir adada toplam bir milyon kişi neden birlikte yaşayamasın?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Etnik farklılıklardan mı?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Paylaşım kavgası veya mal arsızlığından mı?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Neden bu ülkenin bir milyon insanı, planlı bir nüfus politikası izleyerek, topraktan elde edilecek gelirlerle daha mutlu ve daha huzurlu bir yaşam sürdürmesin?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Neden müslümanlar kiliseye, Hıristiyanlar da camiye tahammül göstermesin?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kendini barışa adamış dünya insanları işte bu düşüncelerle özellikli yerler tespit ederek, insanların beyin cimnastiği yapmalarına ve uzlaşmalarına yardımcı olmaya çalışıyor...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Uzlaşırlarsa uzlaşırlar...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Uzlaşmazlarsa, demek ki ileride daha ödenecek bedeller vardır...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kıbrıs Türk tarafının, çözüme ulaşmak için 4’lü veya 5’li konferansı ön şartsız kabul etmesi aslında müthiş bir fırsattır...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Uluslararası konferans, Makarios’tan başlayarak uzun yıllar Rum tarafının değişmez tezlerinden biriydi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Şimdi ise bunu öne süren ve ısrarla destekleyen Türk tarafı oldu...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Başta Sayın Hristofyas olmak üzere, tüm Rum liderlerine bir kez daha mesaj vermekte yarar vardır...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Türkiye Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, Kıbrıs’ta bütünlüklü çözüme gerçek anlamda onay veren ilk ve son siyasilerdir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bu fırsat bir daha kaçırılırsa, herkes sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Aklından memnun olan silahların gölgesinde yaşamaya devam edecek...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Canı sıkılan ise başka ülkelerde yaşamaya çalışacak...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Hele AB üyeliği devam ederse, bugün 200 bin Kıbrıslı Türk ile yaşamak istemeyen kilise ve diğer fanatik siyasiler, birkaç yıl sonra birkaç milyon yabancıya tahammül göstermek zorunda olacak...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Güneyde birkaç milyon Romen, Bulgar, Slovak, Polonyalı, Moldovyalı ve Slovenyalı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kuzeyde birkaç milyon Anadolu insanı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> O zaman Hrisostomos hayatta olmayacağına göre...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Azınlığa düşen Kıbrıslı Rumlar kime hesap soracağını şimdiden düşünmeye başlasın...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bu ifadeler bir tehdit düşüncesinin sonucu değildir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Barışı darbeleyenlere yönelik bir sitemdir sadece...</span></p>