İsmet Kotak (Kalbimizdesin)

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
İsmet Kotak (Kalbimizdesin)

Pazarlık: Küfüre öfkelenmedik de yanıtına mı öfkelendik?

07 Şubat 2011 Pazartesi Saat 01:59

28 Ocak mitinginin dalgaları sahile vurmaya devam ediyor.

Meydanda gözlere sokulan ve hakaret içeren “Yaftaları” görmeyen veya görmek istemeyenler,ilkin KKTC’de verilen yanıtları sineye çektiler,karşı yanıt bile vermekten kaçındılar.

Şimdi  Türk medyasında önce köşe yazarlarının yanıtları,sonra da Başbakan R.T.Erdoğan’ın çok ağır yanıtı  gelince koro harekete geçti.

Amaç zaten Ankara’yı gündeme çekmek ve saldırmaktı.

Bu da oldu.

Hristofyas,Istanbul Boğazında balık yemeye davet etmişti Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan R.T.Erdoğan’ı.

Oysa 28 Ocak mitinginde Türkiye işgâlci ilân edildi ve “S…”çekildi.

Elbette bunun yanıtı da  şamar olarak geri geldi.

Kıyamet koptu.

Hayret eden çok;ben de niye hayret ediyorlar diyorum.

Aslolan bu çirkinliği KKTC topraklarında Kıbrıs(Rum) Cumhuriyeti bayrağı ile birlikte sallamamaktı…

Başbakan R.T.Erdoğan’ın sözlerinin, tırnak kadarını bile üstüme almadım.

O yaftanın suçu benim değil.

Önemli olan o mitingde o tür yaftaların yer almaması idi.

Kimse Kıbrıs Türkü ile Türk Ulusunu karşı karşıya getireceğinin hesabını yapmasın.

O hesap Lefkoşa ve GaziMağusa surlarına çarpar ve döner…

Türk Ordusu buradadır ve kalacaktır.

Türkiye bizim Anavatanımızdır ve burada kalacaktır.

***

YANSIMALAR

“Türkiye’de sabah-akşam devlete sövenler kimlerse, kaç kişiyse; KKTC’de de onlardır ve nüfusa oranları aynıdır, bir kişi bile fazla değildir, bütüne teşmil edemezsiniz..

Ama bütünü, büyük çoğunluğu “üzersiniz”, tepkiye itersiniz..

Türk halkını; 1571’de oraya “görevli” gönderdiği evlatlarıyla karşı karşıya getirirsiniz.
1571’de gidenlerle-1974’den sonra gönderdiklerinizin arasına derin uçurumlar sokarsınız.

Son bir nokta daha.. Her fırsattan istifade piyasaya sürülen, “Türkiye yıllar boyu KKTC’ye şu kadar kuruş yardım yapmıştır” çizelgelerinden bıkmıştır artık bu toplum..

Peki; Nijerya, Sudan, Pakistan, Bengaldeş… Gazze, Filistin, Lübnan..Sair adı duyulmamış Afrika ve Ortadoğu ülkelerine..Üçüncü dünya ülkelerine..

Bilmem hangi uluslararası örgütlere, STÖ’lere açık ödeneklerden çeşitli insani isimler altında yapılan yıllık harcamaları-yardımları da merak etmeye kalkarsa bu toplum? Öğrenmek hakları değil midir?

Yine de ve her şeye rağmen KKTC’de şu veya bu şekilde kırılan “gönlünün alınmasını isteyen” %90’lık bir ezici çoğunluğun mevcudiyeti unutulmamalıdır.”
HÜSEYİN MÜMTAZ-Basından

***

“GÖÇMENLİK  ZOR ZANAAT”

“Yunanlıların, Birinci Dünya Harbi sonrasında İngiliz teşvikiyle  Anadolu’yu işgal etme hevesiyle çıktıkları  Küçük Asya Seferi  feci bir yenilgiye dönüşmüştü. Venizelos’un ömrü boyunca aşırı hayalcilikle beslediği “Megali İdea”sı büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştü.
Savaş sonrasında daha gerçekçi davranarak Lozan’da elinde kalacağını tahmin ettiği Yunanistan, Trakya ve  Ege adalarının Helenliğini sağlamalıydı. Yanya’dan (Tırhala) ve Yenişehir’den (Larissa), güneyde Mora’daki Yenişehir’den (Nuplia), Batı Trakya’dan, Selanik vilayetinden, Girit ve Midilli’den Türkleri ve Müslümanları çıkararak Küçük Asya’daki Yunanlılarla mübadele etmeyi düşündü. Uzun yıllar sürmüş olan savaşlar nedeniyle yeni Türkiye, sulh için bu isteğe olumlu yaklaştı.

Etnik azınlıklar sorununu ortadan kaldırmak ve bu bölgede barışı sağlamak için büyük devletlerin de zorladığı  Türk ve Yunan hükümetleri , 30 OCAK 1923’te , Lozan Antlaşması çerçevesinde  Mübadele anlaşmasını imzaladılar.. Anadolu'daki 1.200.000 Rum'u   Yunanistan'a, Yunanistan'daki  500.000 Türk'ün  Türkiye'ye gelmesi ile sonuçlanmıştır. Batı Trakya Türkleri ve istanbul Rumları nüfus mübadelesinden muaf tutulmuştur.  O sıralar  İtalyanın elinde bulunan 12 ada Türklerinin adalarda kalması sonucunda  Lozan ile Türkiye'ye verilen Bozcaada ve  Gökçeadanın Rum halkları da mübadele kapsamı dışında kalmıştır

Göç, hem Türkiye hem de Yunanistan için yıkıcı olmuştur. 5 milyon civarında nüfusa sahip Yunanistan’a  savaş ve arkasından mübadeleyle  birkaç ay içerisinde 2 milyona yakın insan girmiştir. Yerleştirilecek konut bulunamayan göçmenler  aylarca Pire ve Selanik limanında barakalarda yaşamıştır. Özelliklede iç  Anadoludan Karaman, Nevşehir ve Kayseri-Talas civarından gelen anadilleri Türkçe olanlar  büyük zorluk çekmiştir. Mübadilleri ani 'rembet' leri yerleştirmek ve iş sahibi yapmak için savaşlar nedeniyle tükenmiş olan hazinesinin daha da zorlanmasıyla Yunanistan tarihindeki en büyük ekonomik sıkıntı ve açlık başlamış halk yiyecek ekmek bulamamıştır. Bu açlıkta o zamanki Yunanistan’ın çiftçi sınıfının önemli kesimini oluşturan Türk ve Müslümanların Türkiyeye göç etmesinin payı da büyüktür.

Yunanistan mübadelenin yıkıcı etkisinden ancak ikinci dünya savaşından sonra Amerikan yardımlarıyla kurtulabilmiştir. Mübadele yunanistan kültürünü, edebiyatını ,müziğini ve hatta mutfağını etkilemiş Anadolu kültürü Yunanistana taşınmış ve “rembetiko”  doğmuştur.

Mübadelenin etkisi  Türkiye’de Yunanistan’daki kadar derin hissedilmemiştir. Balkan kültürü Türkiye ye taşınmış , zaten çiftçilikle uğraşan halk tütün ve üzüm bölgelerine yerleştirilmiş , çalışkanlıklarıyla kısa zamanda ekonomik düzenlerini kurmuşlardır. Ancak bazı bölgelerde “toprak dağıtımı bitmemiş , kadastroları yapılmamış muhacir mallarına el konulamaz”  hükmüne aykırı davranılarak mağdur edilmişlerdir.Muhacirlere Yunanistan’da terk etmiş oldukları mallara karşılık Türkiye’den mal verilmesi öngörülmüş olup iki aşamada tamamlanması planlanmıştı.Ancak buna rağmen hak sahibi mübadillere ilk başta %20 toprak verilmesi gerekirken verilmedi.Rumun mülkü de göçmen Türke verilmedi AB şimdi bu mülkün iadesini istemektedir.”

Süheyl  ÇOBANOĞLU- Rumeli  Balkan Federasyonu
Genel  Başkanı

Bu yazı toplam 141240 defa okunmuştur
YORUMLAR
tevrat
...
ben daha şanslıyım bu yazıyı bir hafta öncesinden okudum ve bayıldım hatta yalvardım nolur bi cümlecik çaliim diye ... kalemine sağlık özkan bey ...
15 Mart 2011 Salı Saat 01:46
cem
Haddini Bildirirler
A.Bne haddini bildirecek bir güç varsa o da yine asil TÜRK HALKIDIR..
10 Mart 2011 Perşembe Saat 21:00
Gül Yıldız
yorum
kaleminize sağlık.Erkek olarak bu kadar objektif bakışlar yakalamanız güzel.Bu bakışlar maalesef ki çok acı
08 Mart 2011 Salı Saat 00:06
Feride Serin
HAKLISINIZ...
Kadınlar Günü ne bir gün kala gerçekleri içeren bu anlamlı yazı için size bir kadın olarak teşekkür ederim, saygılarımla
07 Mart 2011 Pazartesi Saat 01:54

KIBRIS GÜNDEMİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2021 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Mail : | Yazılım: Doğru Ajans