Soyer Cumhurbaşkanlığı’ndaki Ekonomi Toplantısını Ve Akça’yı Eleştirdi

Soyer, konuyla ilgili yazılı açıklamasında, bazı sivil toplum örgütleriyle birlikte yapılan bu toplantıda ilginç pek çok durum ortaya çıktığını savundu ve “Bu toplantıda ilk görünüm Hükümetin olmamasıdır. Bu nasıl iştir? Bu toplantı Hükümete karşı mı yapıldı, yoksa bu, Cumhurbaşkanlığı’nın da artık Hükümeti yok saymaya başladığının bir göstergesi mi?” dedi.

Hükümetin olmadığı toplantıda Hayvancılar Birliği, sendikalar ve tüketici temsilcilerinin de olmadığını dile getiren Soyer, özetle şöyle devam etti:

“Ekonominin en temel bileşenlerinin hep birlikte orada olmaması çok yanlıştır. Evet, ekonominin konuşulacağı yerde iş dünyasının, esnaf ve zanaatkârların üreticilerin olması gerekir. Ama ekonomi toplum içindir ve bunun en önemli bileşenlerinden biri de emeğini ve bilgisini üretim ve ekonomi için ortaya koyan emekçiler ve insanlardır. Onların gaybubetinde ekonomi konuşmak, tek kantla uçmaya benzer.

Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan toplantıda nüfus konusunun konuşulduğu ve bu konuda belirsizlik olduğuna dair endişe ve tepkilerin, görüşlerin ele alındığı açıklandı. Ama Türkiye Büyükelçisi Sayın Halil İbrahim Akça ise Havadis Gazetesi yetkilileri ile yaptığı konuşmada nüfus meselesinin, ‘Hükümetin Türkiye’den daha fazla para alması için yarattığı bir tartışma’ olduğu mesajını verdi. Üstelikte Sayın Akça, söz konusu programın uygulanacağı ile ilgili olarak da net mesajlar verdi.

Şimdi eğer Cumhurbaşkanlığında yapılan toplantıda programın uygulanmasının sıkıntıları ele alındıysa, buna devam edeceğini açıklayan Hükümet ile Sayın Akça’nın açıklamaları ne olacak?
Bu arada bu programa karşı, programın revize edilmesi maksadı ile Maliye Bakanlığında ve Başbakanlıkta belli ekonomistlerle birlikte yapılan toplantılarda çıkan raporlar ne olacak?

Şimdi Cumhurbaşkanlığında yapılan bu toplantıların sonuçları da bunlardan farklı olmayacak. Hal buysa, hepsi toptan tozlu raflarda kalacaktır. Bu ise her ne kadar Sayın Büyükelçi yaptığı açıklamada, yapılanın ‘daha fazla müdahaleciliğin değil, daha az müdahaleciliğin başlangıcıdır’ dese dahi, bunun gerçekte Kıbrıs Türk halkının iradesi ile şekillenen Cumhurbaşkanlığı, Hükümet inisiyatifinin dünden daha fazla ortadan kalkması sonucunu getirdiği ortaya çıkmaktadır.”

“HÜKÜMETLERİ HALKI ELEŞTİRİR, BÜYÜKELÇİLER DEĞİL”

Bu arada Türkiye Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’ya da Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na benzememesi çağrısını yapmak istediğini kaydeden Soyer, “Çünkü Sayın Eroğlu şimdi program konusunda imzalanmasından sorumlu olan bir siyaset adamı olarak değil, bir siyasi muhalefet lideri gibi davranmaktadır. Sayın Akça da KKTC Hükümetini ‘Türkiye’den daha fazla para almak için nüfusu problem yaratmakla’ eleştirmektedir. Kendisi de siyasi muhalefet lideri gibi konuşmaktadır” iddiasında bulundu.

UBP hükümetini nüfus, gelişi güzel vatandaşlık konusunda eleştirseler ve aynı eleştiriyi UBP Hükümetine yapsalar da, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi’nin, Kıbrıs Türk halkının seçtiği bir hükümeti, basın önünde eleştirmesinin hiç doğru olmadığını söyleyen CTP-BG Genel Başkanı, şunları ileri sürüdü:

“Ayrıca Sayın Akça, yaptığı açıklamada KKTC vatandaşlarının kendisine ‘sürekli olarak etkin yönetimde kararlı olup olmadıklarını sorduğunu’ söylemiştir. İşte yanlışlığın en büyüğü budur.

Çünkü Türkiye ile ilişkiler sonuçta Kıbrıs Türk halkının kendi iradesi ile şekillenen organların dışına çıkmıştır. Bunun kendisinden sorulması, gelinen noktanın sağlıklı olmadığının en büyük göstergesidir. O zaman insanlar kuzeyde hangi devlet, hangi demokrasi, hangi irade diye sormaya başlar. Bu da o çok ifade edilen, ‘iki ayrı demokrasi’ söyleminin içini boşlatır.”