Soyer: “Bitmiş bir siyasi anlayışın 34 milletvekili olsa da sonuç değişmez”

görüştü.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş, ivedilik isteminin anlamsız olduğunu, ülkede ivedilikle yapılması gereken pek çok konu olduğunu, ancak bunun Haspolat’taki emlak vakfının istibdali ile ilgili olamayacağını söyledi.

Denktaş, böyle bir konuyla ilgili olarak Meclis Genel Kurulu’ndan ivedilik istenmesinin hiçbir şekilde ciddiyetle bağdaşmadığını kaydetti. Serdar Denktaş, bu ivedilik istemine olumsuz oy kullanacağını belirtti.

Başbakan İrsen Küçük ise konuşmasında, tasarının görüşüldüğünü sadece orada rakam hatası olduğunu ve yasanın böyle geçmemesi için ivedilik talep ettiklerini, olayın iki yıllık bir olay olduğunu kaydetti.

Küçük, ülke fiziki planı yapılmadan ülkedeki imar yapılaşmasının emirnamelerle sürdürülmesinin doğru olmadığını, bu nedenle ülke fiziki planının yılsonu itibarıyla tamamlanması gerektiğini söyledi.

Genel Kurul, Başbakan İrsen Küçük’ün konuşmasından sonra ivedilik tezkeresini oyçokluğuyla onayladı.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, daha sonra gündemindeki iki yasa tasarısından ilki olan Sivil Savunma Teşkilat Personel (Değişiklik No:2) Yasa Tasarısı’nı görüşmeye başladı.

SOYER

Yasa tasarısıyla ilgili olarak ilk sözü alan Cumhuriyetçi Türk Partisi/Birleşik Güçler (CTP/BG) Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, tasarının ek mesaiyle ilgili olduğunu, bu nedenle tasarıya yönelik konuşmasını geniş tutacağını söyledi.

Soyer, Ulusal Birlik Partisi (UBP)’nin üç transferle birlikte 27 milletvekiline sahip olduğunu ifade ederek, UBP Güzelyurt İlçe Başkanı Ahmet Çaluda’nın partide milletvekili sayısının yakında 29’a çıkacağına yönelik açıklamalarının kabul edilemez olduğunu savundu.

Soyer, yapılan transferlerle 34 milletvekiline ulaşmış olunsa bile bir sonucun ortaya çıkmayacağını iddia ederek, UBP’nin bitmiş bir siyasi anlayışı temsil ettiğini öne sürdü.

Ferdi Sabit Soyer, bu açıklamalardan sonra Başbakan İrsen Küçük’ün hangi milletvekilinin transfer edilmesi çalışması sürdürdüğü konusunda Genel Kurul’a bilgi vermesi gerektiğini savundu.

Soyer, bölge sorunlarına duyarlı olduğunu söyleyerek kendisini “bölgeci” ilan eden Ahmet Caluda’nın 2011 yılı bütçesi görüşülürken Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ)’ye sıfır katkı önermesine evet dediğini, “sonra da çıkıp bölgecilik yaptığını anlatarak, böyle bir aymazlığın olamayacağını” söyledi.

Soyer, hükümet ve Cumhurbaşkanı’nın ekonomik programla ilgili olarak birbirinden bağımsız yaptıklarının birbirini tutmadığını ileri sürerek, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun ayrı, Başbakan İrsen Küçük’ün ayrı uzmanlarla, ekonomik örgütlerle toplantı yaptığını, tüm bunlar yapılırken Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın çıkıp “paket aynen uygulanacak” demesinin birbiriyle uyumlu olmadığını kaydetti.

Soyer, “yaşananlardan doğan boşluk nedeniyle Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi’nin gazete gazete dolaşarak hükümeti eleştirmesinin kabul edilemez olduğunu”, beğenilsin veya beğenilmesin hükümetin ülke siyasi partileri tarafından oluşacağını, oluşması gerektiğini söyledi.

Ferdi Sabit Soyer, hükümetin yaptığı bu hatalar ve yanlış politikalar nedeniyle Türkiye Büyükelçisi tarafından eleştirilmesini kabul edemediğini, edemeyeceğini ifade ederek, kendisini yönetmek isteyen bir halkın böyle idare edilmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Ülkede kesinlikle nüfus sayımı yapılması gerektiğine dikkat çeken Soyer, kimsenin, daha fazla para almak amacıyla ülke nüfusunun yüksek gösterildiği söylemini kabul edemeyeceğini söyledi.

Soyer, her ay devletten 37 bin maaş çeki (emekliler dahil) çıktığını, buna 27 bin sosyal sigorta emeklilerine ödemek için katkı yapıldığını anlatarak, bu toplamdan direkt sorumlu olan eski siyasilerin bir gazeteye çıkarak sanki bu sonuçtan hiç sorumlu değilmişler gibi açıklamalar yapmasını eleştirdi.

Ferdi Sabit Soyer, bütçe yasasa gereği kesin hesap raporlarının her üç ayda bir Meclis’e sunulması gerektiğini anlatarak, Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın bunu yapmamasını eleştirdi.

Soyer, dört ayda devletin gelirinin 500 milyon TL olduğunu, sadece maaşlara yapılan harcamanın ise 550 milyon TL olduğunu, ortadaki açığın dört ay için 50 milyon TL olduğunu ve bunun halkın bilgisine açıklıkla getirilmesi gerektiğini söyledi.

Soyer, ortada böyle bir durum olduğunu ve tartışılması gereken şeyin devletin gelirlerinin nasıl artırılacağı olduğunu ifade ederek, bunu yapmadan bir yere varmanın mümkün olamayacağını kaydetti.

Ülkede bankacılık dışında tefeciler eliyle dönen paranın bankacılık sisteminin kat ve kat üstünde olduğunu ileri süren Soyer, tefeciler elinde dönen paradan vergi alınamamasının doğal olarak devlet gelirlerinin düşmesi veya artırılamaması anlamına geldiğini belirtti.

CTP/BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, ülke ekonomisinin tam olarak kayıt altına alınmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekerek, her üç ayda bir verilen mali kesin raporlarının aslında bunların ortaya çıkması ve çözüm üretilmesine yarayacağını, ancak Maliye Bakanı Tatar’ın bundan kaçtığını savundu.

Soyer, ülkede toplumsal konsensüsün sağlanması gerektiğini, ülkede Sanayi Odası’nın tüccara karşı Başbakanlık önünde eylem yaptığı günlerden geçildiğini anlatarak, “Nerede görüldü Sanayi Odası ile Ticaret Odası’nın birbirine düştüğü bir ülke” dedi.

Soyer, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi’nin “ülkede 5 bin 7 kişinin vatandaşlık hakkı kazandığı açıklamasını yaptığını anlatarak, sırf para için görüşmeler tamamlanmadan bu sayıya yakın vatandaş yapılmasının kendisi için defterlerin yırtılması anlamına geldiğini” söyledi.

Soyer, “Büyükelçi’nin vatandaşlıkla ilgili rakamlar vererek açıklama yapmasının kabul edilmez olduğunu, bu açıklamayı havada kapan Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın bunları kullanarak Türkiye ve Kıbrıs Türkünü uluslararası alanda döveceğini” savundu.