Ctp Genel Sekreteri Hükümeti eleştirdi

Akansoy bir TV kanalında bugün yaptığı açıklamalarda, CTP - BG’de kurultay sonrası oluşan yeni yönetim, içteki ve Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri değerlendirdi.

KIBRIS KONUSU

Akansoy programda, Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri değerlendirirken, iki tarafın liderlerinin sonuç alıcı girişimde bulunma irade ve samimiyetleri olduğu konusunda endişeli olduğunu belirtti.

Liderlerin var olan görüşleri yakınlaştırmaya yönelik yapıcı öneriler getirebilmelerinin önemli olduğunu kaydeden Akansoy, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın son açıklamasına da dikkat çekti.

Asım Akansoy şöyle dedi:

“Her iki tarafın iradesizliği, bugünkü durumun devam etmesine yol açar ki bu kabul edilir bir durum değildir. BM’nin tavrını çok net görüyorum. Downer’ın çaba gösterip girişimde bulunacağını düşünüyorum. Her şeye hazırlıklı olmak lazım. Çünkü gördüğümüz kadarıyla sabırlar taşıyor”.

Akansoy, Downer’ın geçtiğimiz günlerde Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştüğünü de anımsatarak, “Oradan aldığı cesaretle de böyle bir açıklama yatığını düşünebiliriz” dedi.

“DİNAMİK BİR SİYASET ÜRETİLECEK”

‘Yeni yönetimle birlikte CTP’de ne değişecek?” sorusunu yanıtlayan Akansoy, geçmişten de dersler çıkarılarak daha iyi organize olacaklarını, parti içi demokrasiyi daha da etkinleştirerek katılımcılığı canlandıracaklarını kaydetti. Akansoy, daha çok projeler üzerinde çalışılarak halkın beklentilerine bu çerçevede yanıt verebilecek aktif ve dinamik bir siyaset üretileceğini ifade etti.

“HÜKÜMET DİYALOG KANALLARINI KAPADI”

Akansoy, Cumhuriyet Meclisi’nde CTP ve diğer muhalefet partilerinin başlattıkları çeşitli protesto eylemleriyle ve bu eylemlerle nereye varılabileceği sorusuna verdiği yanıtta ise, tüm bu eylemlerin temelinde Kıbrıs Türk halkının varoluş sorunu olduğu görüşünü belirterek, her alandaki kurumlara sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.

Akansoy şöyle konuştu:

“Yani çalışmayan herhangi bir kuruluşun etkin bir şekilde çalışması için çaba göstereceğiz. Meclis işlevsizse işlev gösterir hale gelmeli. Toplumun siyasete karşı güvenini yitirdiği tartışılıyor. Bunu aşmanın yolu siyaset üretmektir. Proje bazlı çalışma yapıp bulunduğumuz her yerde bunu dile getireceğiz. Eğer moral değeri yüksek ileriye dönük vizyonla yaşayan bir toplumsa hedefimiz, o zaman toplumun kendi değerlerine sahip çıkmasını sağlamak gerek. Bulunduğumuz ortamda her alanda diyalog ve katılımcı anlayışın tesis edilmesi gerekir.”

Hükümetin diyalog kanallarını ortadan kaldırdığını, muhalefetin görüşünü almadan çalıştığını, hukuku bile dikkate almadığını iddia eden Akansoy, “Meclis’teki eylemler de bu ülkede hukukun en iyi şekilde tesis edilmesine yönelik tepkiydi ve bunu sonuna kadar kullanacağız” dedi.

Asım Akansoy, DAÜ üniversite öncesi kurumlarının devredilmesinin de hukuka uygun olmadığını savunarak, bu konudaki girişimlerini anlattı ve “Eğer hukuka sarılmazsak, bunun arkası gelecek ve çok daha yıpratıcı gelişmeler yaşanacak” dedi.

“UBP’nin, AKP’yle olan ilişkileri doğru yönetemediği” düşüncesini dile getiren Akansoy, Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkinin etken - edilgen ilişkisi olmadığının anlaşılması gerektiğini ifade etti. Akansoy, “Katkı yapılmasına bir şey demiyorum. Katkılar iyi ama bunların nasıl hayata geçirileceği iki taraf arasında tartışılır ve öyle yapılır. Başka türlü bu ilişki anlamlı olamaz. İşte UBP’nin teslim olduğu nokta budur” dedi.

Akansoy, bunun imkansız bir şey olmadığını, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın döneminde sağlıklı diyalogu bizzat görüp yaşadıklarını sözlerine ekledi.