TÖRE: ekonomik zafere doğru

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Zorlu Töre, ''Anavatanımızdan, Anamur tarafından borularla yavruvatana su getirilecek, kablolarla elektrik getirilecek. Bunlar ekonomik zafere doğru olan bir gidiştir'' dedi.

Töre, Türk Ocakları Çanakkale Şubesi ve Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi tarafından, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Anafartalar Yerleşkesinde bulunan Süleyman Demirel Konferans Salonunda düzenlenen ''Belgeleriyle Dünden Bugüne Yaşananlar Açısından Kıbrıs Gerçeği'' panelinde konuştu.

''Ben şu anda bir bakanım, ancak geçmişte bir 'Annan Planı' yapılmıştı, eğer onlar da şu an bu plana evet demiş olsalardı, bugün KKTC olmazdı. Ben de burada bir bakan olarak bulunmazdım'' diyen Töre, şunları kaydetti:

''Dolayısıyla emperyalist güçlerin hazırlamış olduğu planlara düşmememiz gerekir. Çünkü biz askeri yönden zaferler kazanıyoruz ama masa başında bazı zafiyetler çıkıyor. Ve biz kazandığımız bu zaferleri kaybedebiliriz. Türk askeri girdiği yerden çıkmaz diye bir ifade kullanılıyor ama bu tamamen yanıltıcıdır. Biz on iki adalardan da çıktık, Girit'ten de çıktık, Batı Trakya'dan da, Balkanlardan da çıktık. Kafkasya ve Ortadoğudan da çıktık. Ve koskocaman cihan imparatorluğu bugün Anadolu toprakları üzerinde Türkiye Cumhuriyeti kurularak yoluna devam ediyor.''

Türkiye Cumhuriyeti'nin hiç şüphesiz milli bir cumhuriyet olduğunu dile getiren Töre, ''Çanakkale Zaferinden sonra, Çanakkale destanından sonra İstiklal Savaşının yapılmasına en büyük desteği Çanakkale Savaşında şehit olanlar vermiştir. O kahraman gaziler vermiştir. Çanakkale'de bu destan kazanılmamış olsaydı, belki de İstiklal Savaşının önü açılmamış olurdu. Dolayısıyla öncelikle Çanakkale'de şehit düşen o aziz şehitlere ve sonradan rahmete kavuşan bütün Mehmetçiklere Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.''

''EKONOMİK ZAFERE GİTMEK MECBURİYETİNDEYİZ''

Töre, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, ''Ya İstiklal Ya Ölüm'' diyerek Anadolu topraklarını düşmandan temizlediğini belirterek, ''İngilizi, Yunanlıyı, Fransızı, Ermeniyi, İtalyanı silah zoruyla kovdu, bu topraklara kan akıttı. Sonra da bağımsız Türk devletini kurdu. Bakıyoruz ki, Atatürk hayattayken Hatay Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağladı ve Hatay Cumhuriyeti'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlanması konusunda da bölgede emin adımlarla önemli kararlar aldırttı. Orada Hatay Cumhuriyeti'nin parlamentosunu oluşturdu'' diye konuştu.

Atatürk'ün vefatından sonra Hatay Cumhuriyeti'nin bu topraklarla birleştiğini kaydeden Töre, şöyle dedi:

''Şimdi hepimiz Osmanlıydık. Önce Osmanlı dağıldıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti milli bir devlettir. Atatürk'ün kurduğu milli bir Cumhuriyettir. Kıbrıs'ta kurulu bulunan Cumhuriyet yavru bir Cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti ana Cumhuriyettir. Ama bu ana Cumhuriyet de, yavru Cumhuriyet de Türk Cumhuriyetleridir. Ebediyete kadar birlikte yaşatılmalıdır.''

Töre, Osmanlı Devleti'nin 1878'de Kıbrıs'tan çekilmesinden sonra 1974'e kadar geçen 96 yılda kendilerinin Osmanlıyı beklediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Adaya akıncılar olarak gittik. Sonra 1958'lerde mukavemetçiler olarak yola çıktık. 1963'le de mücahit olduk. 1973'de tekrar Mehmetçilerle buluştuk. Kuvayı Milliye ruhuyla Kıbrıs'ta bir zafer kazandık. Kıbrıs'ta kazanılan bu zafer milli bir devletle taçlandırılmalıydı, bağımsızlıkla taçlandırılmalıydı.

1974'teki askeri zaferimiz 15 Kasım 1983'te Milli Cumhuriyetimizin kurulmasıyla yoluna devam etti. Şimdi ekonomik bir zafere doğru da gitmek mecburiyetindeyiz.

Biliyorsunuz Ana vatanımızdan, Anamur tarafından borularla yavru vatana su getirilecek, kablolarla elektrik getirilecek. Bunlar ekonomik zafere doğru olan bir gidiştir. Dolayısıyla Kıbrıs'taki başarı, sadece Kıbrıs'taki Türklerin başarısı değil, hepimizin başarısı olacak. Kıbrıs'ta meydana gelebilecek bir başarısızlık, Türk milletinin başarısızlığı olarak nitelenecek. Kazanacaksak hep birlikte kazanacağız, kaybedeceksek her birlikte kaybedeceğiz. Çünkü biz Türküz ve 'Ne Mutlu Türküm' ifadesinin içerisinde biriz ve bütünüz. Atatürk Selanik'te doğdu ama, 'Ne Mutlu Selanikte Doğanlara' demedi. Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu, ama 'Ne Mutlu Türkiye Türküyüm' demedi, Atatürk biliyordu, Anadolu'nun Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarının dışında büyük bir Türk dünyası vardı ve o 'Türk dünyası bir gün gelecek ve gerçek olacak' ifadesini kullanmıştır. Onun için 'Ne Mutlu Türküm' demiştir. Türklüğün isminin önüne coğrafya ismi koymamıştır. Coğrafya ismi koyanlar, milletin içine tefrika
koyanlar demektir.”