Ehliyetsiz ve Alkollü araç kulanmaya 3 ay hapis

Girne Kaza Mahkemesi Ceza Davaları Yargıcı Melek Esendağlı, 6 Eylül 2009 tarihinde Girne-Güzelyurt yolu üzerinde alkollü ve ehliyetsiz bir şekilde otomobil kullanırken kaza yapan Ramazan Güllü’yü 3 ay hapse mahkum etti.

Zanlı Güllü, “gereken dikkat ve ihtimamı göstermeksizin araç sürüp kaza yapma”, “alkollü içki tesiri altında araç sürme”, “KKTC Motorlu Araçlar Mukayyitliğinden seyrüsefer ruhsatı olmaksızın motorlu araç sürme”, “Sürüş ehliyetsiz motorlu araç sürme”, “Muayene belgesi olmaksızın motorlu araç sürme”, “Kayıtsız motorlu araç sürme”, “Satın almış olduğu aracın kaydını üzerine çevirmeme”, “Sigortasız araç sürme” suçları olmak üzere 8 farklı davadan yargılanarak suçlu bulundu.

Kararı okuyan Yargıç Esendağlı, sanıkla ilgili olgulara değinerek, 6 Eylül 2009 tarihinde, saat 21.30 sıralarında EZ 390 plakalı araç ile Girne-Güzelyurt anayolunda Girne istikametine seyrederken direksiyon hakimiyetini kaybedip, anayolun köşesinde banket içerisinde bulunan elektrik direğine çarparak bir trafik kazası meydana getirdiğini belirtti.

Kaza mahalline gelen trafik polisi tarafından sanığa 21.30’da alkolmetre cihazı ile alkol testi yapıldığını söyleyen Yargıç Esendağlı, sanığın kanındaki alkol miktarının 286 miligram olarak tespit edildiğini kaydetti.

Esendağlı, kaza sonrası yapılan denetimde sanığın ehliyetsiz; kullanmakta olduğu EZ 390 plakalı aracın kayıtsız, muayenesiz, seyrüsefersiz, sigortasız olduğunun tespit edildiğine de dikkat çekti. Esendağlı, zanlının, satın almış olduğu aracı 7 gün zarfında adına çevirmediğinin de belirlendiğini belirtti.

“Küçük toplumumuza endişe veriyor”

Sanığın mahkum olduğu davaların, “özellikle alkollü araç kullanma ve kaza yapmanın” son zamanlarda oldukça yaygınlaşmış ve küçük toplumumuzda endişe yaratan suçlar olduğuna vurgu yapan Esendağlı, KKTC’de meydana gelen kazalar ve trafik ihlalleri ciddi sayılara ulaşmış olup yol güvenliğini sağlamanın olanaksız hale geldiğini söyledi.

Yargıç Melek Esendağlı şöyle devam etti:

“Trafikte meydana gelen kaza ve kayıplar, ülkemizin kanayan yarası haline gelmiştir. Alkolün refleksleri ve motor hareketlerini etkilediği ve motorlu araç kullanma yeteneğini azalttığı artık herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Trafikte direksiyon başına geçecek sürücüler yol güvenliğini tehlikeye atmamak için alkol aldıktan sonra araç kullanmaması gerektiğini istisnası olmayan bir ilke olarak benimsemek zorundadır. Mahkemelere düşen görev bu bilincin geliştirilmesini ve yerleştirilmesini temin edecek cezalar üretmektir. Yaygınlaşmış olan, yol güvenliğini doğrudan tehlikeye koyan bu tür suçlarda artık kamu menfaatinin korunması prensibine ağırlık verilerek etkin, ciddi ve caydırıcı cezalar verilmesi gerekmektedir.

Alınan alkol oranı arttıkça salimen araç kullanma kabiliyetinin de azalacağı bilinmektedir. Sanığın kanındaki alkol miktarı 286 mg. olarak tespit edilmiştir. Yasal sınır 50 miligramdır. Sanıkta tespit edilen alkol miktarı yasal sınırın 5 katının üzerinde olduğu görülmektedir. Bu husus suçun vahameti bakımından sanık aleyhine değerlendirilmelidir.”
Yargıç Esendağlı son olarak, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm hususları bir bütün olarak değerlendirdiğini belirtti.
Suçun ciddiyetini; sanığın trafik bilincine sahip olmak bir yana trafik yükümlülükleri hakkında son derece pervasız ve kayıtsız olduğunu dikkate aldığını kaydeden Esendağlı, sanığı mahkum olduğu davalardan toplam 3 ay hapse mahkum ettiğini açıkladı.