Başbakan Küçük, Tel-Sen ve El-Sen e çağrıda bulundu

El - Sen’in sürdürdüğü yasadışı eylem ile Tel - Sen ‘in süresiz grevinin ülkeye getirdiği olumsuzluklara işaret etti ve sorunun çözümü için diyaloga hazır olduklarının altını çizdi.

Hükümetin, özelleştirme konusunu yaşanan tecrübelerden de faydalanarak, halka daha yararlı olacak şekilde ve özelleştirilecek işletmelerde çalışanlara nerdeyse hiçbir olumsuz etki yaratmayacak bir şekilde planlamakta olduğuna işaret eden Başbakan Küçük, “Özelleştirme Yasa Tasarısı’nın en önemli bölümü, özelleştirilecek işletmelerdeki çalışanların haklarının güvence altına alınmasıdır” dedi.

AMACINI AŞAN BİR DURUM

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nda devam eden yasal olmayan eylem ve buna bağlı gelişmelerin amacını aşan bir durum olduğunu, hükümetin, gücünü Meclis’ten alan yasanın verdiği yetki ile, grevi 60 gün süreyle ertelemesi kararına uymamanın yasalara aykırı olduğunu kaydeden Başbakan Küçük, “Nitekim Meclis’te yer alan bazı siyasi partilerin mensuplarının Meclis yasalarına rağmen, sendikalara destek vermeleri bir yerde kendi kendilerini inkar etmektir ve Yüce Meclis’e saygısızlıktır.

Herşeyden önemlisi gerek Elektrik Kurumu’ndaki yasadışı eylem ve gerekse Telekomünikasyon Dairesi’nde yapılan grevler halkımızı son derece olumsuz etkilemektedir” ifadelerini kullandı.

TASVİP EDİLMEYEN BİR TEK ŞEY VARDIR…

Her zaman diyalogdan yana olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini kaydeden Küçük, “İlgili tarafların da istemesi halinde her zaman diyaloğa hazırız. Tasvip edilmeyen bir tek şey vardır, o da halkımızı mağdur eden, zor koşullar altında bırakan hareketlerdir. Halkımızın bu yılın en soğuk günlerinde elektriksiz kalmasına, yaşlılarımızın ve hastalarımızın tehlikelere maruz kalmalarına, öğrencilerimizin eğitim haklarına zarar verilmesine üretimin ve ekonomik faaliyetlerin aksamasına razı değiliz ve bu gidişata dur demek de başlıca görevimizdir” dedi.

Başbakan İrsen Küçük’ün açıklaması şöyle:

“Hükümetimiz göreve geldiği günden itibaren halkımızın huzur, esenlik ve refahı için canla başla çalışmakta olup, halkımızın üstün menfaatlerini her zaman öncelikleri arasında tutmuştur. Halkımızın geleceği ve özellikle yeni kuşaklara düzgün bir gelecek hazırlamak aslında sadece bizim değil, iktidarı ile muhalefeti, sendikalar, sivil toplum örgütleri ile ülkede söz sahibi herkesin görevidir. Hükümeti nasıl bir noktada devraldığımız herkesin malumudur. Ekonomimizin gelişmesinin ve ülkemizin daha yaşanabilir bir duruma gelmesinin önünde hiçbir engel yoktur.

Anavatanımız ile tam bir işbirliği içerisinde gerekli adımları atarak ülke halkının mutluluğa ulaştırmak için çabalarımız devam etmektedir. Atılan her adımda halkımızın yüksek menfaati gözetilirken bunun yanında kimsenin olumsuz etkilenmemesi için gerekli hassasiyetler gösterilmektedir ve gösterilecektir.

Özelleştirme Yasası alınacak tedbirlerin sadece bir tanesidir. Herkesin bildiği gibi özelleştirme konusu bugün ekonomilerinin örnek alındığı ülkelerde 1980li yılların başında gerçekleşmiş ve olumlu sonuçları çoktan alınmıştır. Hükümetimiz, özelleştirme konusunu yaşanan tecrübelerden de faydalanarak, halkımıza daha yararlı olacak şekilde  ve özelleştirilecek işletmelerde çalışanlara nerdeyse hiçbir olumsuz etki yaratmayacak bir şekilde planlamaktayız. Özelleştirme Yasa Tasarısının en önemli bölümü, özelleştirilecek işletmelerdeki çalışanların haklarının güvence altına alınmasıdır. Bazı kesimler KTHY ile Özelleştirmeyi ayni kefeye koymaya çalışmaktadırlar.

Halbuki KTHY apayrı bir konu olup, tamamen bir iflas olayıdır. Hükümetimizin hiçbir sorumluluğu olmadığı halde KTHY çalışanlarının tümünün de geri istihdam edilmesi yönünde gayretlerimiz devam etmektedir. Asıl çabamız bazı kurumlarımızın da KTHY durumuna düşmesini engellemektir. Özelleştirme Yasa Tasarısı bu gelişmeleri engellemek üzere hazırlanmıştır. Özelleştirme Yasa Tasarısı Meclise, tartışılıp yasallaşması için sevkedilmiştir. Önce komitede görüşülecek sonra da Genel Kurula sevk edilip burada da tartışılacaktır. Komite görüşmeleri esnasında tüm ilgili tarafların görüşleri de dikkate alınarak son şekli verilecek tasarı, Meclis Genel Kuruluna sevk edilecektir.

Özelleştirme Yasa Tasarısında özelleştirilmesi öngörülen hiçbir kuruluşun ismi yer almamaktadır. Zaten yasanın amacı da bu değildir. Hal böyle iken, bazı sendikaların sanki her şey özelleşiyor, çalışanlar sokağa atılıyor, sanki de işyerleri yok pahasına elden çıkarılıyor gibi varsayımlarla hareket etmeleri anlaşılır değildir.

Elektrik Kurumu’nda devam eden yasal olmayan eylem ve buna bağlı gelişmeler amacını aşan bir durumdur. Hükümetin, gücünü Meclis’ten alan yasanın verdiği yetki ile, grevi 60 gün süreyle ertelemesi kararına uymamak yasalara aykırıdır. Nitekim Meclis’te yer alan bazı siyasi partilerin mensuplarının Meclis yasalarına rağmen, sendikalara destek vermeleri bir yerde kendi kendilerini inkar etmektir ve Yüce Meclis’e saygısızlıktır.

Herşeyden önemlisi gerek Elektrik Kurumu’ndaki yasadışı eylem ve gerekse Telekomünikasyon Dairesi’nde yapılan grevler halkımızı son derece olumsuz etkilemektedir.

Daha önce de belirttiğim gibi Özelleştirme Yasa Tasarısı’nın önemli bir bölümü çalışanların mağduriyetini önlemek için kaleme alınan tedbirleri içermektedir. Sendikalar bu yasanın en iyi bir şekilde geçmesini herkesten fazla istemeliydiler. Bunun böyle olmaması ve tam tersine davranılması ister istemez olayların siyasi bir boyutta seyrettirilmek istendiğini düşündürmektedir.

Şunun bilinmesi gerekir ki hükümetimiz, halkımızın yüce menfaatleri için, yani bu aşamada elektriksiz ve iletişimsiz kalmaması için, ne gerekiyorsa yapacaktır. Ve yine bilinmesi gerekir ki; bu konuda katkı koyacak her kesimin görüşünü ve desteğini almaya da hazırdır.

Her zaman diyalogdan yana olduk ve olmaya da devam edeceğiz. İlgili tarafların da istemesi halinde her zaman diyaloğa hazırız. Tasvip edilmeyen bir tek şey vardır, o da halkımızı mağdur eden, zor koşullar altında bırakan hareketlerdir. Halkımızın bu yılın en soğuk günlerinde elektriksiz kalmasına, yaşlılarımızın ve hastalarımızın tehlikelere maruz kalmalarına, öğrencilerimizin eğitim haklarına zarar verilmesine, üretimin ve ekonomik faaliyetlerin aksamasına razı değiliz ve bu gidişata dur demek de başlıca görevimizdir.”